19.03.2024 - Beydağı Haber Ajansı Malatya Haberleri

FETÖ’nün Almanya’daki casusları

FETÖ’nün Almanya’daki casusları

Savcı Evliya Çalışkan'ın aracıyla seyir halindeyken, yol kenarında pusuya yatmış kişi ya da kişilerce silahlı saldırıya uğraması, FETÖ örgütünün casuslukla ilgili boyutunun daha da belirginleşmesine neden oldu.

Savcı Çalışkan, FETÖ, MİT TIR'ları, Hrant Dink cinayeti ve DHKP-C terör eylemleri soruşturmasında çalışmış bir savcı.

Dolayısıyla varlığının, yaptığı ve halen yapmakta olduğu ilgili işlerin başta FETÖ ile Can Dündar olmak üzere casuslukla bağlantılı olanları rahatsız etmesi kaçınılmaz.

Özellikle MİT TIR'ları davasının (Kemal Kılıçdaroğlu ve yabancı birçok ağız tarafından Türkiye'yi suçlamada etkili bir malzeme olarak kullanılmaya çalışılması da göz önüne alındığında), devletin haklı çıkacağı bir şekilde sonuçlanmasıyla utanacak çok yüz, yanacak çok can var.

Bu yüzden ben söz konusu saldırının, daha geniş ve kirli ilişkiler ağını işaretlemesi yönünden değerlendirilmesinden yanayım.

O kirli ilişkiler ağı, FETÖ ile doğrudan bağlantılı olan ve başta Almanya olmak üzere Batı ülkelerine sığınmaya çalışan kişilerin casusluk cürümlerinden oluşmaktadır.

Ülkesinde terörist olmak, darbeye kalkışmak suçlarından aranan kişilerin, bir ülkeye sığınmacı olarak kabulü, sanıldığı gibi mazluma yardım etmenin, darda olana sahip çıkmanın bir sonucu değildir.

Hele konu (kendi ülkesinin ve insanının çıkarından başka hiçbir şeye değer vermeyen, Fransa'daki son örnekte de gördüğümüz gibi bu bağlamda gerektiğinde adaleti bile rafa kaldıran) Batı ülkeleri ise, sığınmacılık asla mazlumiyetle, mağduriyetle ilgili değildir.

Yunanistan'ın iade etmeme kararı aldığı kaçak darbecilerden bakalım örneğin. Yunanistan, sahiden, o kaçak askerler “bizi Türkiye'ye verirseniz idam ederler” dedikleri için mi tutacak onları?

Elbette hayır! Türkiye'nin askeri sırlarını soğurmak için tutacak. Dolayısıyla o kaçak askerler, kaçak olma vasfına casusluğu da eklemiş olacaklar.

Tıpkı Can Cündar'ın, MİT TIR'ları üzerinden gazetecilik numarasına yatarak yaptığı casusluğu, saraylardaki kabulleriyle süslediği gibi, onlar da yeni hallerini bir şekilde süslemeye çalışacaklar ama son tahlilde hakikat değişmeyecek.

NATO karargahında görev yapanlardan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra geri çağrıldıkları ya da emekliye ayrıldıkları halde Türkiye'ye dönmeyenlerin durumlarından bakalım bir de.

En son Deutsche Welle konuşturmuş onları ve haklarında şu yorumu yapmış:

“Çoğunluğu Batı'da eğitim görmüş, Amerikan üniversitesi ve kurumlarında doktora ve birden fazla yüksek lisans derecesi almış ve çok sayıda NATO tatbikatına katılmış olan subaylar, 15 Temmuz darbe girişimiyle bir ilgilerinin olmadığını savunuyor, 'darbeye derhal karşı çıktıklarını ve Türk hükümetini sadık bir biçimde temsil etmeyi sürdürdüklerini' belirtiyorlar. Ancak isimleri, Ankara'dan Türkiye'nin dış temsilciliklerine gönderilen şüpheliler listesinde yer alıyor.”

YAZININ DEVAMI

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın